porno izle

Aile cinsellik porno

22 Eylül 2011 Perşembe

Öpüşmenin İncelikleri

Bir ilişkinin en önemli bölümlerindendir öpüşmek. Pek çok aşk böyle başlar. Önce gözler, sonra dudaklar kilitlenir Öpüşmek ilişkideki pek çok gizli kalmış gerçeğin aydınlanmasına neden olur. İlişkinizin bilinçaltı için öpüş tabirlerine başvurmanız kaçınılmazdır. Aşağıdaki maddeler, öpüşme analizleri için önemli ipuçları veriyor.

Dilini kullanarak öpüyordu, hemen vazgeçti
Çünkü büyük olasılıkla siz çok fazla ateşli bir karşılık verdiniz. İlişkinizin gidişatı üzerinde düşünmeye ihtiyacı var ve sizin her baskın hareketiniz ve yanıtınız onu korkutuyor. Bunu hissettiğinizde onu korkutmamaya çalışmalısınız.

Sizi öpmüyor, daha çok boynunuzla ve daha aşağısıyla ilgileniyor!
1. Kötü öpüşüyorsunuz.
2. Duygusal çalkantılar içinde ve çok güvensiz.
3. Monogam değil.

Öpüşme sırasında gözleri sürekli açık
Bir anlamda kendine güvensizlik ve paranoya göstergesi. Kendini kaybetmiyor, Kafasında başka bir mesele var.

Öpüşme konusunda ilk adımı siz atıyorsunuz sürekli.
1. İlişkinin biçimlenişi konusunda kararsız ve kendini sorumlu hissetmek istemiyor.
2.Öpüş biçiminizi hiç sevmiyor.
3. Sizden fena halde çekiniyor.

Her uzun öpüşmenizden sonra esniyor Size fena alışmış, heyecanı az.

Her öpüşmeden sonra canının yandığını belirtiyor
Herkes öpüşürken küçük ısırmalardan haz duymaz. Bu konudaki eğilimlerin karşılıklı paylaşılması şart. Üstelik erkekler canlarının yanması konusunda kadınlardan daha tepkisel davranabilirler.


Farklı Bir İncelikle Öpüşme..

Nereyi nasıl öpeceğini bilmeyeli o kadar çok insan var ki, şaşarsınız diyor bir cinsel tedavi uzmanı. «Seksin Zevki» kitabı şöyle der; «İyi bir öpüş, öpülenin nefesini kesmeli fakat onu havasız bırakmamalı (bir hava yolunu açık bırakın) ve hiç kimse burnunun yüzünün üstünde ezilmesinden hoşlanmaz.» Öpüşme, ağzın ağızla, ağzın vücutla birleşmesi demektir. Aynı zamanda yakınlığı, sevgiyi dile getirir (erkekler bu nedenle fahişeleri asla öpmezler). Fakat günümüzde, yatağa hemen gidebilme telaşıyla öpüşmenin kendine özgü sanatı unutulmaktadır. Erotik öpüşme sevişmeye başlamanın bir yoludur, kadına uyarılmak için zaman verir ve eşlerin birbirlerinin bedenlerini tanımalarına ya da hatırlamalarına olanak verir.

İyi bir öpüşme kadınlar ve erkekler tarafından şöyle tanımlanmakta:

* Nemli ile çok ıslak arasında bir yerde
* Yeri iyi ayarlanmış
* Saldırgan olmayan
* Duygulu
* Yoğun
* Sıcak ve verici

Bir dolu kadın ve erkek derki; günümüzde cinsel organların öpülmesinin adeta bir zorunluluk kabul edildiğini söylediler., Sevişmede hiçbir şey zorunlu olmamalı. Cinsel organların öpülmesi, vücudun diğer bölgelerinin öpülmesi gibi, öpülene zevk vermek için yapılması gereken bir bir şeydir. Vücut kokularından çekinme, cinsel organların öpülmesini engelleyen nedenlerden biridir. Cinsel tedavi uzmanları temiz bedenin doğal kokusunun genellikle karşıt cinsi çektiğini ve istenirse kokulu sularla banyo yapmanın sevişmeye çeşni katacağını söylemekteler. Öpüşme diye konuyu özetledi Houston’lu bir radyo program yapımcısı, ilgi gösterme, iyileştirme, ısıtma, sevme, şefkat göstermedir. iki insan arasında olabilen en mahrem ilişkilerden biridir.

15 Eylül 2011 Perşembe

Sevişirken Konuşun

Cinsellik öncesinde ve ve sevişirken eşler birbirleriyle konuştuklarında birbirlerinin ne istediğini daha iyi anlarlar. Bu da eşler arasındaki ilişkinin kalitesini yükselterek, eşlerin daha çok zevk almasını sağlar. Hissettiklerini anlat Cinsel ilişki esnasında, eşlerin duydukları hazzı birbirlerine söylemeleri cinsel uyumu sağlar. İlişkide eşinin ne zaman neresine dokunmasını istediğini söylemesi, hem çiftleri daha çok motive edecek hem de aldıkları zevki arttıracaktır. Bazen konuşmak çiftler arasında yanlış anlaşılmalara sebep olsa da, faydasının daha çok olduğu doğrudur. Doğru kelime seç Her kelime kültürden kültüre farklı anlamlar taşıyabilir. Bir erkek için çok normal olan bir kelime kapalı bir toplumda yetişmiş bir kadın için çok kırıcı olabilir. Eşler bu konuda çok dikkatli olmalıdır. Cinsellik esnasında sağlanan yakınlık, açıklık eşlerin birbirlerine olan güvenini arttırır. Cinsel hayat dışındaki ilişkileri de bu sayede kuvvetlenir.

Seksten Korkuyor musunuz?


Siz hala sadece karanlıktan, yükseklikten ya da böceklerden korkulduğunu sananlardan mısınız? Müjde! Artık aşık olmaktan ve seks yapmaktan da korkuyoruz! Bir zamanlar sadece karanlık ve örümcek fobilerine sahip olan bizler artık çok daha fazla şeyden korkar olduk. Hızlanan yaşam insanlara gelişmenin yanında, yeni fobiler de armağan ediyor. Mesela; aşık olma, aynalara bakma, seks yapma ve hafızamızı yitirme korkusu gibi.
Erkek arkadaşınız, ilişkinizi bitirmeye karar verdiğini söyler söylemez ardına bile bakmadan yanınızdan hızla uzaklaşıverdi. Oysa daha dün gece size aşık olduğunu itiraf etmemiş miydi?
Bu davranışına hiçbir anlam veremiyor ve ‘Benimle dalga mı geçiyorsun?’ diyerek ona aklınıza gelen her türlü söylemleri savuruveriyorsunuz. Haksız da değilsiniz hani ama erkek arkadaşınızın aslında art niyetli olmadığını söylesek… Onun ‘filofobi’ yani aşık olma fobisine yakalandığı için istem dışı böyle davrandığını belirtsek, biraz olsun anlayış gösterir miydiniz? evet, hızla gelişen yeni dünya düzeni ile korkularımız da değişime uğradı. Artık hayvan veya karanlıkta kalma fobilerinin yerini ; “aşık olma”,”hafızayı kaybetme” ve uçak fobileri almaya başladı. Psikolog Sencan Çıldır, modern çağın sıkça görülen ilginç fobilerini, anlattı. Size düşen yalnızca fobinizi itiraf etmek ve onunla yüzleşmek.
1. Şimdi hatırlıyorum ama ya sonra…
Belleğimiz, kariyer basamaklarını tırmanabilmeniz için elimizdeki en önemli malzememiz. Hal böyle olunca da hafızamızın önemi artıyor. Bugün toplantı yapacağınız meslektaşınızın telefonu az önceye kadar aklınızdaydı ama şimdi bir türlü hatırlayamıyorsunuz. Peki ya şu önemli yazışmaların olduğu klasöre ne ad vermiştiniz. Aklınıza yazdıklarınız oradan uçup gitseydi ne yapardınız, hiç düşündünüz mü? Yoksa siz bunu aklınızdan hiç çıkarmadığınız için gününüzü kendinize zehir mi ediyorsunuz? Eğer yanıtınız ‘evet’ ise dikkatli olun sizde “amnezifobi”, yani hafızayı kaybetme korkusu olabilir.
2. Eyvah! Aşık oluyorum!
Akşam yemeği için hazırladığınız birbirinden nefis yemeklerle beklemeye başlamanın üzerinden 2 saat geçmesine rağmen o gelmiyor . “Üzülme dışarıda seni sevecek bir çok insan var” diyorsunuz kendinize ama bu ilk beklemeniz değil ve içinizdeki saf aşık bunun son olmayacağını da söylüyor. Kalbiniz sıkışıyor, tepeden tırnağa terliyorsunuz. Artık aşık olma fikrinden bile korkuyor, bundan sonra duygusal ilişkiye girmeyeceğinize kendi kendinize söz veriyorsunuz. Ve kısa süreli ilişkilere yelken açmaya başlıyorsunuz. Aman tanrım siz bir “filofobik” oluyorsunuz. Yani halk deyimiyle “aşık olma fobisine” yakalanıyorsunuz.
3. Sunum yapmak mı? Şey, başkası yapsa olmaz mı…
Patronunuz artık müdür olmaya hak kazandığınızı ve yeni bir sosyal sorumluluk projesinin başına sizi atadığını söylüyor. Bu konuşmanın ardından mutluluktan yere göğe sığmazken duyduğunuz son cümle ise tüm sevincinizi yok etmeye yetiyor. “Yeni projemizi tanıtmak için sık sık sunum yapmalısın”. Toplum önünde konuşmanın düşüncesi bile kalp atışlarınızın hızla artmasına, yüzünüzün kızarmasına ve tepeden tırnağa terlemenize yetiyor. “Ya konuşmamı beğenmez ve benimle dalga geçerlerse” kaygısıyla , terfinize sevinemeden masanızın başına dönüyorsunuz. Evet, çoğumuz topluluk önünde veya otorite konumundaki kişilerle konuşmaktan , tanıdık olmayan ortamlara girmekten aşırı kaygı duyabiliyor. Konuşurken hiç hata yapmaması gerektiğine, eğer hata yaparsa rezil olacağını düşünüyor. Bu inançları da onu olumsuz beklentilere sürüklüyor. “Yine saçma sapan bir şeyler söyliyeceğim. Heyecandan konuşurken sesim kısılacak” ve kehanet gerçekleşiyor. Çünkü beyin olumsu da olsa kendisine verilen direktifi uygulamak için harekete geçiyor.
4. Ayna ayna, sakın söyleme bana!
Cildinizde kahverengi lekeler mi oluşuyor. Göz çevresindeki kırışıklıklar bir hayli artmış. Yanaklarınız da sarkmış gibi. Nefes alışverişiniz de birden hızlanıveriyor. Bu aynadaki yaşlı görüntüye bakmaya tahammül edemiyor, hemen bir estetik operasyonu geçirmeye karar veriyorsunuz. Aynaları artık kendinize düşman olarak görüyorsanız sizi uyaralım: “eisoptrofobi” yani ayna fobisine yakalanmış olabilirsiniz. Aslında acı bir gerçek var ortada siz aynada kendi görüntünüzü değil, hayatınızla ilgili korkuları görüyorsunuz…
5. Ayaklarım karaya değmeden asla!
Kemerinizi bağlayıp gökyüzüne doğru çıkmak ve bulutların üzerinde süzülürken aşağıdaki minicik şehirleri seyretmek çoğumuz için son derece zevkli olabilir ama sizin için değil. Siz, uçağa biner binmez, nefessiz kalıyor, boğulacakmış duygusuna kapılıyor ve hızlanan kalp atışlarınızla adeta cehennem azabı yaşıyorsunuz. Sırf bu yüzden, çoğu kez rahat bir uçak yolculuğu yerine, saatlerce süren kara yolculuğuna katlanıyorsunuz. Çünkü siz uzun süredir “aerofobiden” yani uçak fobisinden yakınıyorsunuz.
6. Akacak kan damarda durur!
“Sık sık idrara çıkma ve aşırı uyku” şikayetleriyle başvurduğunuz doktorunuz sizde tip 2 diyabet olabileceğinden şüphe ederek kan testi yaptırmanızı istiyor. “Tabi ki” diyorsunuz ama aklınıza enjektör ve kan görüntüleri gelir gelmez aniden kalbiniz adeta yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya, nefes alıp vermeye başlıyor. Mideniz bulanıyor, başınız dönüyor, derken gözleriniz kararıveriyor ve gözlerinizi açtığınızda ne olduğunu anlamaya çalışırken, doktorunuzun sevecen bir tavırla söylediği cümle sizi şaşırtmaya yetiyor da artıyor bile: “Aniden bayıldınız.Acaba sizde kan veya enjeksiyon fobisi olabilir mi?” bu fobinin etkisi altında olan kişiler kan veya enjeksiyon görmek şöyle dursun, bunların adı bile geçtiğinde yoğun anksiyete duyuyor. Hatta bayılabiliyor. Bu yüzden sağlık hizmeti almaktan kaçınabiliyor
7. Her şeyi yaparım, yeter ki seks yapmayalım!
‘Sadece kötü kızlar erkeklerle seks yapar’, ’Mastürbasyon yapmak utanç verici olduğu gibi, cinsel gücü de azaltır…” Hemen hepimiz, ailemizden veya çevremizden cinsel yaşamla ilgili bu tarz uyarılar ve baskılarla büyüdük. İnsanın en doğal ihtiyacı olan cinselliği sakınılması gereken, çok kötü sonuçları olan, hatta fiziksel acı veren bir suç gibi gördük. Çok eşli bir cinsel yaşamın hızla yayıldığı günümüzde, aldatıldığımızı öğrenerek ve ya güzel bir gece yaşadığımız partnerimizin sırra kadem basmasıyla sarsıldık.. Yüreğimizde oluşan derin darbelerin bize çıkardığı fatura ise “erotofobi”, yani seks ve erotizme karşı duyulan aşırı korku ve tiksinti

Kadınlar Neden Sevişmek İstemez?


İnternetteki sitelerde en çok konuşulan, bloglarda dile getirilen konulardan biri neden kadınların seks yapmak istememeleridir.. Bunun birçok nedeni olabilir elbette ancak en çok bilinen sebepleri ise şöyle sıralanıyor;
* Gebeliği önleyici doğum kontrol ilaçları kullanmak bazı kadınların seks isteklerini azaltıcı rol oynayabilir. Bunun yanı sıra spral, prezervatif gibi araçlar da kadınların seks isteklerinin azalmasına neden olabilir.
* Antidepresan kullanmak. Herkesin seks isteğini bu şekilde etkilemese de çoğu kadının seks isteğini azaltır.
* Emzirme. Prolaktin hormonu seks isteklerini azaltır.
* Uykusuzluk.. Çoğu kadın için, ilişkilerde uyku seksten önce gelir.
* Stres.. İş yoğunluğu, eğitimle ilgili stresler, aile sorunları veya hastalıklar, ölümler seks isteğini azaltıcı rol üstlenebilir.
* Stresiniz yükseldiği zaman çoğu kadın seksi bir çözüm olarak görmez.
* Partnerle uyumlu duygulara sahip olmama. Her ilişkide duygusal ve tuktku olarak farklılıklar görülebilir. Bu nedenle çiftler seksten uzak durabilir.
* Testosteron hormonunun düşük olması seks isteğinin az olmasına neden olabilir.
* SHBG seviyesinin yüksek olması. Bir kadının SHGB (sex hormone binding globulin) yüksek olması da belki sekse olan ilgisinin az olmasına neden olabilir.
* Mahremiyet korkusu.. Bazı kadınlar mahremiyetlerine aşırı düşkündürler. Bu durum çiftlerin seks yapmasına engel teşkil edebilir.
* Vücudunu beğenmeme.. Bazı kadınlar vücutlarının nasıl göründüğüne önem verirler. Vücutlarını beğenmeyen kadınlar partnerlerinin gözünde kendilerini kendi gözleriyle algılarlar. Bu nedenle seksten uzak dururlar.
Bu tür sorunları olan kadınlar daha önce bunları yaşayanların deneyimlerini ve çözüm önerilerini okumalılar, araştırmalılar ve paylaşmalılar. Çiftler sorunu çözemiyorlarsa bir seks terapistinden destek almaları yararlı olacaktır.

Hamilelikte Cinsel İlişki Nasıl Olmalı?


Hamilelik dönemi çoğu çiftin sosyal ve cinsel yaşamında birtakım kısıtlamaları beraberinde getirir çünkü bebeğe zarar vermemek için çiftler bu dönemde cinsel ilişkiye girmemeyi tercih ederler. Oysa hamilelik süresince siz ve eşiniz cinsel ilişkiye girmek istedikten sonra bunun bebeğe verebilecek zararı yoktur.
Hamilelikte cinsellik ancak bazı koşullarda sakıncalı olabilir. Hamileliğinizin ilk aylarında mideniz çok fazla bulanıyorsa, düşük ya da erken doğum tehlikesi varsa ya da riskli hamilelik yaşıyorsanız, cinsel ilişkiye girmeniz size ya da bebeğinize zarar verebilir. Bu yüzden cinsel birliktelik konusunda doktorunuza danışmalısınız. Ancak bunların dışında kalıyorsanız, gebeliğiniz süresince cinsellikten korkmanıza gerek yoktur.
İlk 3 Ayda
Hamileliğin ilk 3 ayı, çiftler için en zor ve en uzun dönemdir. Mide bulantınız ve büyümeye başlayan göğüslerinizdeki ağrıdan dolayı kendinizi çoğu zaman kötü hissedebilir ve cinsel isteksizlik duyabilirsiniz. Bu durumda eşinize biraz sabırlı olmasını ve sizi anlamasını söylemelisiniz.
3-7 ay arası
Hamile olduğunuzu artık kabullenmiş ve bununla yaşamayı öğrenmişsinizdir. Bu dönemde cinsel arzularınız geri gelmiştir. Mide bulantınızdan kurtulduğunuz için dilediğiniz zaman cinsel ilişki yaşayabilirsiniz. Bu dönem birçok kadın için en güçlü orgazmların yaşandığı dönemdir. Kan basıncınızdaki artış, hormonal salgılarınız cinsel isteklerinizi kamçılayacaktır. Vajinal sıvınız arttığından en ufak ağrı duymadan ilişkiye girebilirsiniz. Henüz bebeğiniz dolayısıyla da karnınız çok fazla büyümediği için istediğiniz pozisyonda sevişebilirsiniz.
7. aydan sonrası
Karnınız giderek büyüdüğü için her pozisyonda cinsel ilişkiye giremezsiniz. Bu dönemde daha çok yan yatarak sevişmeyi deneyin. Eşinizin karnınızın üstüne çok fazla bastırmamasına dikkat edin. Zaten her pozisyonda yatamamak, gün geçtikçe bebeğiniz için endişelenmek ve ağırlaşan vücudunuzu zorla hareket ettirmek cinsel isteklerinizi kendiliğinden yatıştıracaktır. Bu durumda ön sevişmeyi uzun tutmalı ve birbirinizi uzun süre okşamalısınız.
Dikat etmeniz gereken noktalar
* Hamilelikte cinsel birliktelik sırasında hijyene normalde olduğundan daha fazla dikkat etmelisiniz.
* Cinsel ilişkinizin sıklığını bu dönemde biraz azaltın. Örneğin yeni bir ilişki için önceki ilişkinizin üzerinden 24 saat geçmesine dikkat edin.
* Bebeğinize zarar vermemek için daha çok sizin üstte olduğunuz pozisyonları tercih edin.
* Hamileliğiniz ilerledikçe yan yatarak cinsel ilişkiye girmeye özen gösterin.
Kısacası siz ve eşiniz hamileliğiniz süresince cinsel hayatınızı devam ettirmek istedikten sonra bunun bebeğinize zarar vermeyeceğinden emin olabilirsiniz. Ancak karnınız büyüdükçe elbette ki biraz daha dikkatli olmalısınız.

Oral Seks Hakkında Merak Ettikleriniz

Oral sekste hijyenin önemi büyük. Oral seks uygulamasında tıpkı cinsel ilişki esnasında olduğu gibi çeşitli mikrobik ve viral hastalıkların bulaşma riski bulunmaktadır. Ağız, diş eti ve dudak mukozasında sık rastlanan yara ve çatlaklar salgılarda bulunan patojenlerin buluşmasını kolaylaştırırlar. Bu nedenle hijyenin çok büyük önemi vardır, bilinçsizce yapılan davranışlar sonucu önemli sorunlar ortaya çıkabilir.

Erkeği Tatmin Etmenin Yolları


Erkeğin seksten aldığı haz vücudundaki sistemde gizli.. Cinsel haritasını bilirseniz daha iyi seksin anahtarını bulmuş olursunuz. İşte erkeğin cinsel anatomisi..
Gözler: Seksi bir şeye bakmak beynindeki tutku bölgelerini harekete geçirir. Tahrik olduğunda göz bebekleri büyür, bakışları değişir.
Burun: Seksi kokular onu heyecanlandırır ve hızlı nefes alıp verir. Yüzünüzü burnuna değdirmek, sizi koklamak onu tahrik eder.
Göğüs: Heyecanlandığında kan kaslardan içeri doğru akar ve göğsünü ısıtır. Karın: Tahrik olmaya başladığında kan cinsel bölge ve etrafındaki kaslarda toplanır. Karnında yoğun bir hareket hisseder.
Kalp: Heyecanlandığında kalbi hızlı çarpar ve vücuda kan pompalar. Bu yeyecanı hemen bitirmemek için yavaş hareket edebilirsiniz.
Testisler: Tahrik durmunda testisler ufalır ve yukarı doğru hareketlenir. Çok hassaslaşır.
Cinsel organ: Tahrik durumunda çok hassas, duyarlılaşır.
Üst bacak içi: Üst bacağın iç kısımları kasıklarına doğruçok yakın olduğu için, cinsel organa doğru kan akışı sağlayan bu bölge hassaslaşır. Seks sonrası bu bölgeye biraz masaj yapabilirsiniz. Müthişir, deneyin…
Beyin: Beyinde salgılanan hormonlar hissettiklerini şekillendirir. Tahrik sırasında vücuda dopamin hormonu yayılır ve arzulama hissi başlar.
Kulak: Kulak derisi ince ve kassız olduğundan dokunmaya karşı oldukça hassastır.
Ağız: Heyecan yoğunlaştığında ağzı kurur.
Omurga: Omurgadaki sinir sistemi, kan akışını cinsel organa yönlendirir. Nabzı hızlandırır ve doruk noktasına ulaşana kadar kaslarını kontrol eder. Sevişme sırasında bu bölgeye parmak uçlarıyla bastırmak iyi olur.
Popo: Orgazm yaklaştığı anlarda, zevk almayı sağlayan sinirler poposundan geçer.
Ayaklar: Ayaklar ile cinsel organı arasında nörolojik bir bağlantı vardır. Seksin herhangi bir aşamasında ayaklara dokunup masaj yapmak yararlı olabilir.