porno izle

Aile cinsellik porno: Eylül 2011

22 Eylül 2011 Perşembe

Öpüşmenin İncelikleri

Bir ilişkinin en önemli bölümlerindendir öpüşmek. Pek çok aşk böyle başlar. Önce gözler, sonra dudaklar kilitlenir Öpüşmek ilişkideki pek çok gizli kalmış gerçeğin aydınlanmasına neden olur. İlişkinizin bilinçaltı için öpüş tabirlerine başvurmanız kaçınılmazdır. Aşağıdaki maddeler, öpüşme analizleri için önemli ipuçları veriyor.

Dilini kullanarak öpüyordu, hemen vazgeçti
Çünkü büyük olasılıkla siz çok fazla ateşli bir karşılık verdiniz. İlişkinizin gidişatı üzerinde düşünmeye ihtiyacı var ve sizin her baskın hareketiniz ve yanıtınız onu korkutuyor. Bunu hissettiğinizde onu korkutmamaya çalışmalısınız.

Sizi öpmüyor, daha çok boynunuzla ve daha aşağısıyla ilgileniyor!
1. Kötü öpüşüyorsunuz.
2. Duygusal çalkantılar içinde ve çok güvensiz.
3. Monogam değil.

Öpüşme sırasında gözleri sürekli açık
Bir anlamda kendine güvensizlik ve paranoya göstergesi. Kendini kaybetmiyor, Kafasında başka bir mesele var.

Öpüşme konusunda ilk adımı siz atıyorsunuz sürekli.
1. İlişkinin biçimlenişi konusunda kararsız ve kendini sorumlu hissetmek istemiyor.
2.Öpüş biçiminizi hiç sevmiyor.
3. Sizden fena halde çekiniyor.

Her uzun öpüşmenizden sonra esniyor Size fena alışmış, heyecanı az.

Her öpüşmeden sonra canının yandığını belirtiyor
Herkes öpüşürken küçük ısırmalardan haz duymaz. Bu konudaki eğilimlerin karşılıklı paylaşılması şart. Üstelik erkekler canlarının yanması konusunda kadınlardan daha tepkisel davranabilirler.


Farklı Bir İncelikle Öpüşme..

Nereyi nasıl öpeceğini bilmeyeli o kadar çok insan var ki, şaşarsınız diyor bir cinsel tedavi uzmanı. «Seksin Zevki» kitabı şöyle der; «İyi bir öpüş, öpülenin nefesini kesmeli fakat onu havasız bırakmamalı (bir hava yolunu açık bırakın) ve hiç kimse burnunun yüzünün üstünde ezilmesinden hoşlanmaz.» Öpüşme, ağzın ağızla, ağzın vücutla birleşmesi demektir. Aynı zamanda yakınlığı, sevgiyi dile getirir (erkekler bu nedenle fahişeleri asla öpmezler). Fakat günümüzde, yatağa hemen gidebilme telaşıyla öpüşmenin kendine özgü sanatı unutulmaktadır. Erotik öpüşme sevişmeye başlamanın bir yoludur, kadına uyarılmak için zaman verir ve eşlerin birbirlerinin bedenlerini tanımalarına ya da hatırlamalarına olanak verir.

İyi bir öpüşme kadınlar ve erkekler tarafından şöyle tanımlanmakta:

* Nemli ile çok ıslak arasında bir yerde
* Yeri iyi ayarlanmış
* Saldırgan olmayan
* Duygulu
* Yoğun
* Sıcak ve verici

Bir dolu kadın ve erkek derki; günümüzde cinsel organların öpülmesinin adeta bir zorunluluk kabul edildiğini söylediler., Sevişmede hiçbir şey zorunlu olmamalı. Cinsel organların öpülmesi, vücudun diğer bölgelerinin öpülmesi gibi, öpülene zevk vermek için yapılması gereken bir bir şeydir. Vücut kokularından çekinme, cinsel organların öpülmesini engelleyen nedenlerden biridir. Cinsel tedavi uzmanları temiz bedenin doğal kokusunun genellikle karşıt cinsi çektiğini ve istenirse kokulu sularla banyo yapmanın sevişmeye çeşni katacağını söylemekteler. Öpüşme diye konuyu özetledi Houston’lu bir radyo program yapımcısı, ilgi gösterme, iyileştirme, ısıtma, sevme, şefkat göstermedir. iki insan arasında olabilen en mahrem ilişkilerden biridir.

15 Eylül 2011 Perşembe

Sevişirken Konuşun

Cinsellik öncesinde ve ve sevişirken eşler birbirleriyle konuştuklarında birbirlerinin ne istediğini daha iyi anlarlar. Bu da eşler arasındaki ilişkinin kalitesini yükselterek, eşlerin daha çok zevk almasını sağlar. Hissettiklerini anlat Cinsel ilişki esnasında, eşlerin duydukları hazzı birbirlerine söylemeleri cinsel uyumu sağlar. İlişkide eşinin ne zaman neresine dokunmasını istediğini söylemesi, hem çiftleri daha çok motive edecek hem de aldıkları zevki arttıracaktır. Bazen konuşmak çiftler arasında yanlış anlaşılmalara sebep olsa da, faydasının daha çok olduğu doğrudur. Doğru kelime seç Her kelime kültürden kültüre farklı anlamlar taşıyabilir. Bir erkek için çok normal olan bir kelime kapalı bir toplumda yetişmiş bir kadın için çok kırıcı olabilir. Eşler bu konuda çok dikkatli olmalıdır. Cinsellik esnasında sağlanan yakınlık, açıklık eşlerin birbirlerine olan güvenini arttırır. Cinsel hayat dışındaki ilişkileri de bu sayede kuvvetlenir.

Seksten Korkuyor musunuz?


Siz hala sadece karanlıktan, yükseklikten ya da böceklerden korkulduğunu sananlardan mısınız? Müjde! Artık aşık olmaktan ve seks yapmaktan da korkuyoruz! Bir zamanlar sadece karanlık ve örümcek fobilerine sahip olan bizler artık çok daha fazla şeyden korkar olduk. Hızlanan yaşam insanlara gelişmenin yanında, yeni fobiler de armağan ediyor. Mesela; aşık olma, aynalara bakma, seks yapma ve hafızamızı yitirme korkusu gibi.
Erkek arkadaşınız, ilişkinizi bitirmeye karar verdiğini söyler söylemez ardına bile bakmadan yanınızdan hızla uzaklaşıverdi. Oysa daha dün gece size aşık olduğunu itiraf etmemiş miydi?
Bu davranışına hiçbir anlam veremiyor ve ‘Benimle dalga mı geçiyorsun?’ diyerek ona aklınıza gelen her türlü söylemleri savuruveriyorsunuz. Haksız da değilsiniz hani ama erkek arkadaşınızın aslında art niyetli olmadığını söylesek… Onun ‘filofobi’ yani aşık olma fobisine yakalandığı için istem dışı böyle davrandığını belirtsek, biraz olsun anlayış gösterir miydiniz? evet, hızla gelişen yeni dünya düzeni ile korkularımız da değişime uğradı. Artık hayvan veya karanlıkta kalma fobilerinin yerini ; “aşık olma”,”hafızayı kaybetme” ve uçak fobileri almaya başladı. Psikolog Sencan Çıldır, modern çağın sıkça görülen ilginç fobilerini, anlattı. Size düşen yalnızca fobinizi itiraf etmek ve onunla yüzleşmek.
1. Şimdi hatırlıyorum ama ya sonra…
Belleğimiz, kariyer basamaklarını tırmanabilmeniz için elimizdeki en önemli malzememiz. Hal böyle olunca da hafızamızın önemi artıyor. Bugün toplantı yapacağınız meslektaşınızın telefonu az önceye kadar aklınızdaydı ama şimdi bir türlü hatırlayamıyorsunuz. Peki ya şu önemli yazışmaların olduğu klasöre ne ad vermiştiniz. Aklınıza yazdıklarınız oradan uçup gitseydi ne yapardınız, hiç düşündünüz mü? Yoksa siz bunu aklınızdan hiç çıkarmadığınız için gününüzü kendinize zehir mi ediyorsunuz? Eğer yanıtınız ‘evet’ ise dikkatli olun sizde “amnezifobi”, yani hafızayı kaybetme korkusu olabilir.
2. Eyvah! Aşık oluyorum!
Akşam yemeği için hazırladığınız birbirinden nefis yemeklerle beklemeye başlamanın üzerinden 2 saat geçmesine rağmen o gelmiyor . “Üzülme dışarıda seni sevecek bir çok insan var” diyorsunuz kendinize ama bu ilk beklemeniz değil ve içinizdeki saf aşık bunun son olmayacağını da söylüyor. Kalbiniz sıkışıyor, tepeden tırnağa terliyorsunuz. Artık aşık olma fikrinden bile korkuyor, bundan sonra duygusal ilişkiye girmeyeceğinize kendi kendinize söz veriyorsunuz. Ve kısa süreli ilişkilere yelken açmaya başlıyorsunuz. Aman tanrım siz bir “filofobik” oluyorsunuz. Yani halk deyimiyle “aşık olma fobisine” yakalanıyorsunuz.
3. Sunum yapmak mı? Şey, başkası yapsa olmaz mı…
Patronunuz artık müdür olmaya hak kazandığınızı ve yeni bir sosyal sorumluluk projesinin başına sizi atadığını söylüyor. Bu konuşmanın ardından mutluluktan yere göğe sığmazken duyduğunuz son cümle ise tüm sevincinizi yok etmeye yetiyor. “Yeni projemizi tanıtmak için sık sık sunum yapmalısın”. Toplum önünde konuşmanın düşüncesi bile kalp atışlarınızın hızla artmasına, yüzünüzün kızarmasına ve tepeden tırnağa terlemenize yetiyor. “Ya konuşmamı beğenmez ve benimle dalga geçerlerse” kaygısıyla , terfinize sevinemeden masanızın başına dönüyorsunuz. Evet, çoğumuz topluluk önünde veya otorite konumundaki kişilerle konuşmaktan , tanıdık olmayan ortamlara girmekten aşırı kaygı duyabiliyor. Konuşurken hiç hata yapmaması gerektiğine, eğer hata yaparsa rezil olacağını düşünüyor. Bu inançları da onu olumsuz beklentilere sürüklüyor. “Yine saçma sapan bir şeyler söyliyeceğim. Heyecandan konuşurken sesim kısılacak” ve kehanet gerçekleşiyor. Çünkü beyin olumsu da olsa kendisine verilen direktifi uygulamak için harekete geçiyor.
4. Ayna ayna, sakın söyleme bana!
Cildinizde kahverengi lekeler mi oluşuyor. Göz çevresindeki kırışıklıklar bir hayli artmış. Yanaklarınız da sarkmış gibi. Nefes alışverişiniz de birden hızlanıveriyor. Bu aynadaki yaşlı görüntüye bakmaya tahammül edemiyor, hemen bir estetik operasyonu geçirmeye karar veriyorsunuz. Aynaları artık kendinize düşman olarak görüyorsanız sizi uyaralım: “eisoptrofobi” yani ayna fobisine yakalanmış olabilirsiniz. Aslında acı bir gerçek var ortada siz aynada kendi görüntünüzü değil, hayatınızla ilgili korkuları görüyorsunuz…
5. Ayaklarım karaya değmeden asla!
Kemerinizi bağlayıp gökyüzüne doğru çıkmak ve bulutların üzerinde süzülürken aşağıdaki minicik şehirleri seyretmek çoğumuz için son derece zevkli olabilir ama sizin için değil. Siz, uçağa biner binmez, nefessiz kalıyor, boğulacakmış duygusuna kapılıyor ve hızlanan kalp atışlarınızla adeta cehennem azabı yaşıyorsunuz. Sırf bu yüzden, çoğu kez rahat bir uçak yolculuğu yerine, saatlerce süren kara yolculuğuna katlanıyorsunuz. Çünkü siz uzun süredir “aerofobiden” yani uçak fobisinden yakınıyorsunuz.
6. Akacak kan damarda durur!
“Sık sık idrara çıkma ve aşırı uyku” şikayetleriyle başvurduğunuz doktorunuz sizde tip 2 diyabet olabileceğinden şüphe ederek kan testi yaptırmanızı istiyor. “Tabi ki” diyorsunuz ama aklınıza enjektör ve kan görüntüleri gelir gelmez aniden kalbiniz adeta yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya, nefes alıp vermeye başlıyor. Mideniz bulanıyor, başınız dönüyor, derken gözleriniz kararıveriyor ve gözlerinizi açtığınızda ne olduğunu anlamaya çalışırken, doktorunuzun sevecen bir tavırla söylediği cümle sizi şaşırtmaya yetiyor da artıyor bile: “Aniden bayıldınız.Acaba sizde kan veya enjeksiyon fobisi olabilir mi?” bu fobinin etkisi altında olan kişiler kan veya enjeksiyon görmek şöyle dursun, bunların adı bile geçtiğinde yoğun anksiyete duyuyor. Hatta bayılabiliyor. Bu yüzden sağlık hizmeti almaktan kaçınabiliyor
7. Her şeyi yaparım, yeter ki seks yapmayalım!
‘Sadece kötü kızlar erkeklerle seks yapar’, ’Mastürbasyon yapmak utanç verici olduğu gibi, cinsel gücü de azaltır…” Hemen hepimiz, ailemizden veya çevremizden cinsel yaşamla ilgili bu tarz uyarılar ve baskılarla büyüdük. İnsanın en doğal ihtiyacı olan cinselliği sakınılması gereken, çok kötü sonuçları olan, hatta fiziksel acı veren bir suç gibi gördük. Çok eşli bir cinsel yaşamın hızla yayıldığı günümüzde, aldatıldığımızı öğrenerek ve ya güzel bir gece yaşadığımız partnerimizin sırra kadem basmasıyla sarsıldık.. Yüreğimizde oluşan derin darbelerin bize çıkardığı fatura ise “erotofobi”, yani seks ve erotizme karşı duyulan aşırı korku ve tiksinti

Kadınlar Neden Sevişmek İstemez?


İnternetteki sitelerde en çok konuşulan, bloglarda dile getirilen konulardan biri neden kadınların seks yapmak istememeleridir.. Bunun birçok nedeni olabilir elbette ancak en çok bilinen sebepleri ise şöyle sıralanıyor;
* Gebeliği önleyici doğum kontrol ilaçları kullanmak bazı kadınların seks isteklerini azaltıcı rol oynayabilir. Bunun yanı sıra spral, prezervatif gibi araçlar da kadınların seks isteklerinin azalmasına neden olabilir.
* Antidepresan kullanmak. Herkesin seks isteğini bu şekilde etkilemese de çoğu kadının seks isteğini azaltır.
* Emzirme. Prolaktin hormonu seks isteklerini azaltır.
* Uykusuzluk.. Çoğu kadın için, ilişkilerde uyku seksten önce gelir.
* Stres.. İş yoğunluğu, eğitimle ilgili stresler, aile sorunları veya hastalıklar, ölümler seks isteğini azaltıcı rol üstlenebilir.
* Stresiniz yükseldiği zaman çoğu kadın seksi bir çözüm olarak görmez.
* Partnerle uyumlu duygulara sahip olmama. Her ilişkide duygusal ve tuktku olarak farklılıklar görülebilir. Bu nedenle çiftler seksten uzak durabilir.
* Testosteron hormonunun düşük olması seks isteğinin az olmasına neden olabilir.
* SHBG seviyesinin yüksek olması. Bir kadının SHGB (sex hormone binding globulin) yüksek olması da belki sekse olan ilgisinin az olmasına neden olabilir.
* Mahremiyet korkusu.. Bazı kadınlar mahremiyetlerine aşırı düşkündürler. Bu durum çiftlerin seks yapmasına engel teşkil edebilir.
* Vücudunu beğenmeme.. Bazı kadınlar vücutlarının nasıl göründüğüne önem verirler. Vücutlarını beğenmeyen kadınlar partnerlerinin gözünde kendilerini kendi gözleriyle algılarlar. Bu nedenle seksten uzak dururlar.
Bu tür sorunları olan kadınlar daha önce bunları yaşayanların deneyimlerini ve çözüm önerilerini okumalılar, araştırmalılar ve paylaşmalılar. Çiftler sorunu çözemiyorlarsa bir seks terapistinden destek almaları yararlı olacaktır.

Hamilelikte Cinsel İlişki Nasıl Olmalı?


Hamilelik dönemi çoğu çiftin sosyal ve cinsel yaşamında birtakım kısıtlamaları beraberinde getirir çünkü bebeğe zarar vermemek için çiftler bu dönemde cinsel ilişkiye girmemeyi tercih ederler. Oysa hamilelik süresince siz ve eşiniz cinsel ilişkiye girmek istedikten sonra bunun bebeğe verebilecek zararı yoktur.
Hamilelikte cinsellik ancak bazı koşullarda sakıncalı olabilir. Hamileliğinizin ilk aylarında mideniz çok fazla bulanıyorsa, düşük ya da erken doğum tehlikesi varsa ya da riskli hamilelik yaşıyorsanız, cinsel ilişkiye girmeniz size ya da bebeğinize zarar verebilir. Bu yüzden cinsel birliktelik konusunda doktorunuza danışmalısınız. Ancak bunların dışında kalıyorsanız, gebeliğiniz süresince cinsellikten korkmanıza gerek yoktur.
İlk 3 Ayda
Hamileliğin ilk 3 ayı, çiftler için en zor ve en uzun dönemdir. Mide bulantınız ve büyümeye başlayan göğüslerinizdeki ağrıdan dolayı kendinizi çoğu zaman kötü hissedebilir ve cinsel isteksizlik duyabilirsiniz. Bu durumda eşinize biraz sabırlı olmasını ve sizi anlamasını söylemelisiniz.
3-7 ay arası
Hamile olduğunuzu artık kabullenmiş ve bununla yaşamayı öğrenmişsinizdir. Bu dönemde cinsel arzularınız geri gelmiştir. Mide bulantınızdan kurtulduğunuz için dilediğiniz zaman cinsel ilişki yaşayabilirsiniz. Bu dönem birçok kadın için en güçlü orgazmların yaşandığı dönemdir. Kan basıncınızdaki artış, hormonal salgılarınız cinsel isteklerinizi kamçılayacaktır. Vajinal sıvınız arttığından en ufak ağrı duymadan ilişkiye girebilirsiniz. Henüz bebeğiniz dolayısıyla da karnınız çok fazla büyümediği için istediğiniz pozisyonda sevişebilirsiniz.
7. aydan sonrası
Karnınız giderek büyüdüğü için her pozisyonda cinsel ilişkiye giremezsiniz. Bu dönemde daha çok yan yatarak sevişmeyi deneyin. Eşinizin karnınızın üstüne çok fazla bastırmamasına dikkat edin. Zaten her pozisyonda yatamamak, gün geçtikçe bebeğiniz için endişelenmek ve ağırlaşan vücudunuzu zorla hareket ettirmek cinsel isteklerinizi kendiliğinden yatıştıracaktır. Bu durumda ön sevişmeyi uzun tutmalı ve birbirinizi uzun süre okşamalısınız.
Dikat etmeniz gereken noktalar
* Hamilelikte cinsel birliktelik sırasında hijyene normalde olduğundan daha fazla dikkat etmelisiniz.
* Cinsel ilişkinizin sıklığını bu dönemde biraz azaltın. Örneğin yeni bir ilişki için önceki ilişkinizin üzerinden 24 saat geçmesine dikkat edin.
* Bebeğinize zarar vermemek için daha çok sizin üstte olduğunuz pozisyonları tercih edin.
* Hamileliğiniz ilerledikçe yan yatarak cinsel ilişkiye girmeye özen gösterin.
Kısacası siz ve eşiniz hamileliğiniz süresince cinsel hayatınızı devam ettirmek istedikten sonra bunun bebeğinize zarar vermeyeceğinden emin olabilirsiniz. Ancak karnınız büyüdükçe elbette ki biraz daha dikkatli olmalısınız.

Oral Seks Hakkında Merak Ettikleriniz

Oral sekste hijyenin önemi büyük. Oral seks uygulamasında tıpkı cinsel ilişki esnasında olduğu gibi çeşitli mikrobik ve viral hastalıkların bulaşma riski bulunmaktadır. Ağız, diş eti ve dudak mukozasında sık rastlanan yara ve çatlaklar salgılarda bulunan patojenlerin buluşmasını kolaylaştırırlar. Bu nedenle hijyenin çok büyük önemi vardır, bilinçsizce yapılan davranışlar sonucu önemli sorunlar ortaya çıkabilir.

Erkeği Tatmin Etmenin Yolları


Erkeğin seksten aldığı haz vücudundaki sistemde gizli.. Cinsel haritasını bilirseniz daha iyi seksin anahtarını bulmuş olursunuz. İşte erkeğin cinsel anatomisi..
Gözler: Seksi bir şeye bakmak beynindeki tutku bölgelerini harekete geçirir. Tahrik olduğunda göz bebekleri büyür, bakışları değişir.
Burun: Seksi kokular onu heyecanlandırır ve hızlı nefes alıp verir. Yüzünüzü burnuna değdirmek, sizi koklamak onu tahrik eder.
Göğüs: Heyecanlandığında kan kaslardan içeri doğru akar ve göğsünü ısıtır. Karın: Tahrik olmaya başladığında kan cinsel bölge ve etrafındaki kaslarda toplanır. Karnında yoğun bir hareket hisseder.
Kalp: Heyecanlandığında kalbi hızlı çarpar ve vücuda kan pompalar. Bu yeyecanı hemen bitirmemek için yavaş hareket edebilirsiniz.
Testisler: Tahrik durmunda testisler ufalır ve yukarı doğru hareketlenir. Çok hassaslaşır.
Cinsel organ: Tahrik durumunda çok hassas, duyarlılaşır.
Üst bacak içi: Üst bacağın iç kısımları kasıklarına doğruçok yakın olduğu için, cinsel organa doğru kan akışı sağlayan bu bölge hassaslaşır. Seks sonrası bu bölgeye biraz masaj yapabilirsiniz. Müthişir, deneyin…
Beyin: Beyinde salgılanan hormonlar hissettiklerini şekillendirir. Tahrik sırasında vücuda dopamin hormonu yayılır ve arzulama hissi başlar.
Kulak: Kulak derisi ince ve kassız olduğundan dokunmaya karşı oldukça hassastır.
Ağız: Heyecan yoğunlaştığında ağzı kurur.
Omurga: Omurgadaki sinir sistemi, kan akışını cinsel organa yönlendirir. Nabzı hızlandırır ve doruk noktasına ulaşana kadar kaslarını kontrol eder. Sevişme sırasında bu bölgeye parmak uçlarıyla bastırmak iyi olur.
Popo: Orgazm yaklaştığı anlarda, zevk almayı sağlayan sinirler poposundan geçer.
Ayaklar: Ayaklar ile cinsel organı arasında nörolojik bir bağlantı vardır. Seksin herhangi bir aşamasında ayaklara dokunup masaj yapmak yararlı olabilir.

Seks Performansınızı Arttırmanın Yolları


Belki de hiçbir zaman övgü almadınız, ancak… Seks becerileri skalasında yükseklerde yer alıyorsanız ya da hala öğrenmeniz gerekenler varsa bunu nasıl söyleyebilirsiniz? Aslında, yatak odası becerilerinizi gösteren başı işaretler var ve beklediğiniz gibi değiller. Kendinize bu testi yapın.
1. Doğru Tavra Sahibim
1970′lerde, ünlü seksologlar Masters ve Johnson, cinsel zevkin vücut kadar beyni de içerdiğini söylediler. Seks onlara göre psikofizyolojik, bu da eğer doğru tavra sahipseniz fiziksel göstergelerin doğru olacağı anlamına geliyor. Öyleyse seksin doruklarına ulaşmamız için ne yapmamız gerekiyor?
Üç ana özellik var: Bilgi (sizin ve partnerinizin vücudunun nasıl işlediğine dair sağlam bir anlayış), deneyim (egzersiz mükemmelleştirir) ve açık fikirlilik (yasakları düşünmeden, yargılamadan ve nasıl göründüğünü dert etmeden). Ve özellikle bu üçünden açık fikirlilik en önemlisi.
2. Her şeyi mutlaka bir defa denersiniz. (ama nedeni olacak)
En iyi sevgililer partnerinizi alışılmamış önerileri için yargılamanın kötü bir fikir olduğunu bilirler. Sizi vampir kıyafetleri giydirip Drakula stili sohbetler yaparken farklı bir deneyim mi istiyor? Ne olmuş? Kimse fiziksel ve duygusal olarak incinmediği sürece ve bu bir ihtiyaç haline gelmedikçe (fetiş olarak değerlendidirlebilecek bir noktada), sorun olmadığını söylüyorum. Eğer “Şunu şunu her zaman yapmak istemişimdir ama daha önce kimseye önerecek kadar kendimi rahat hissetmedim” diyen bir sevgiliniz varsa, kensinlikle size kendini çok yakın hissediyordur.
3. Oyun oynarsınız
Seksin eğlenceli olması gerekir ve oyunlar sadece çocuklar için değildir. Yatakta ne kadar oyuncu olursanız, o kadar çok puan alacaksınız. Eğer birbirinizin kölesi iken ya da fantezilerinizi oyunlaştırırken tahrik oluyorsanız, (siz Mrs. Robinson’ken o da utangaç bir bakir, o kapı kapı dolaşan bir pazarlamacı, siz de sekse susamış ev kadını, vb.) o zaman siz eski sevgililerinizin unutamayacağı bir sevgilisiniz. Biraz gevşeyin, bolca gülün, eski yasakları geri de bırakın ve bırakın hayal gücünüz sınırlarını aşsın.
4. Mümkün oldukça ilk adımı siz atarsınız
En çok duyduğumuz erkek şikayetlerinden biri “hiçbir zaman seksi o başlatmıyor.”, o zaman kızlar altın yıldız alıyor. Eğer sürekli partnerlerinizin sekse başlamasını bekliyorsanız, gerçekten bir şeyler kaçırıyorsunuz. Sekse başlamak eğer bunu sık yapmıyorsanız, en tembel libidoları bile açabilir. Partnerinizin tamamen ve hoşuna giderce savunmalarını indirecek ve siz de gücün size geçmesiyle hareketlilik kazanacaksınız.
5. Genitalleri formda tutarsınız
Düzenli Kegel egsersizleri (idrar yaptığınız kasları sürekli çalıştırmak), her hangi bir seks pozisyonunu onun için bir seraba dönüştürecektir, tabii ki sizin için de. Zaten, vajinanız ne kadar sert olursa, o kadar çok hassasiyet duyarsınız.
6. Ön sevişmeniz ilişkinin kendisinden 2 kat daha uzun sürüyor
Sadece kadınlar ön sevişme sevmez, erkeler de sever! Eğer birleşmeyi sadece seks ve ön sevişmeyi de birleşmeden önceki şeyler olarak düşünmeyi keserseniz, kendinizi kalıba geri sokun. Birleşmenin aslı konu olmadığını bilin çünkü sizin seansının o kısım bittiğinde bitmek zorunda değil. Eller daha marifetli ve zevk vermek için de bir o kadar yararlıdır.
7. Sertleşmediyse bunun sizin hatanız olmadığını biliyorsunuz
Aslında, 40 lı yaşlarından sonra neredeyse her erkek bir dönem iktidarsızlık çeker, yani cinsel ollarak aktifseniz, size de olabilir. Göz kapaklarını kırpıştıran ve bunu kişisel olamayan kız onun evleneceği kız olacaktır. Çok alkol kullanımı, sizin standartlarınıza erişememe kaygısı (ya da eski erkek arkadaşlarınızın) ya da çok yorgunluk nedeni olabilir. Kalçalarınızın büyük olduğu ya da başka birinden hoşlandığı anlamına gelmez. Akıllı bir kız, üzerinde durmaz ve kendisini orgazma ulaştırması için ellerini kullanmasını ister, çünkü ilgiyi onun üzerinden çekmek baskının azalmasını sağlar. (Genelde de sorunu çözer)
8. Çaba veriyorsunuz
İyi bir sevgili, bedenlerimizin ve yüzlerimizin çok hızlı değiştiği bu zamanda onları daha iyi göstermek için zaman ayırır, böylece seksi ve aşk hayatını da iyileştirir. İyi seksin “kendiliğinden olduğu”düşüncesinden kurtulmalıyız çünkü bu yakınından bile geçmiyor. İyi bir sevgili olmak demek, birbirinin ilgisini çekmek için her ne olursa olsun yapmak demektir.
9. Hiç bir şeyden utanmıyorsunuz
Seks kokulu, gürültülü, yapışkan ve neşelidir. Eğer sizi utandırdığı için yatakta hiçbir şey yapmadıysanız, dünyanın en sıkıcı sevgilisi ödülüne hak kazandınız. Rahat olun sadece seks yapıyorsunuz, televizyona çıkmıyorsunuz.
10. Suçluluk hissetmeden hayır diyebiliyorsunuz
İyi bir aşık her zaman seks yapılmayacağını istenmeyeceğini bilebilir. Filmleri unutun, herkesin libidosu mumdan yapılmış ve hormonlara, çocuklara ve sağlığa göre değişiklik gösterir. Birçok partner istemeden seks yapmanızdansa, hayır demenizi tercih eder. Beklenmedik bir şekilde hayır demeniz seks hayatınızı canlandırabilir bile. Çünkü bir dakikalık seks otomatikleşir, heyecanını yitirirsiniz. Savunmaya geçmeden ”teşekkürler ama hayır.” Demek nasıl? Hayır demeyin, zamanını söyleyin. “Bu gece olmaz.” Yerine “Hadi hafta sonunu bekleyelim, böylece acele etmez ve tadını çıkarırız” deyin.
11. Konuşuyorsunuz
Uzanmış “yakında zirveye varacak, evet kesinlikle varacak”diye düşünüyorsanız, bu sadece safça bir olumlu düşünme değil, aynı zamanda da, iyi seks zamanının harcanması. Bunu farkettiği sırada ikinizde orgazma ulaşabilirdiniz. Ağız sadece öpüşmek için değil, aynı zamanda sizi neyin tahrik ettiğini söylemek içindir de. Sadece önerilerinizi olumlu tutun. Eğer gerçekten kendinizi cesur hissediyorsanız, ilk açılmayı önden isteyin.Hangi teknikte daha iyi hissediyor? Onu neyin heyecanlandırdığını öğrenmek istediğinizde heyecanlanacak ve kendini geliştirmek için o da size soracaktır.
12. Yatağı bırakıp dışarıda seks yaptınız
Sahilde, arabada, komşular içeri girip çıkarken balkonda… mekan değiştirmek her zaman biraz renk katar ve içimizdeki maceracıyı ortaya çıkarır. Yarı kamusal seks erkeklerin en iyi 5 , kadınların en iyi 10 fantezisinden biridir. İyi hesaplanmış bir risk almayı düşünen aşık, şehvetli yerlere gelince alışılmadık olmayı reddeden bir aşıktan daha değerlidir.
13. Çok yıllar önce anladınız ki gibi yapmak işe yaramaz
Kadınlar çoğu zaman orgazm olmuş taklidi yaparlar çünkü ekeklerin çoğu zaman fark etmemesiyle seksi bir an evvel bitirmek ve onun hislerini kırmamak isteriz. Bazı seks terapistleri bile eğer partnerinizle yüzde 90 orgazma ulaşıyorsanız yüzde 10 da taklit yapmanızın normal olduğunu söylüyor.(ama tavsiye etmiyor) ama eğer ikiniz de performansa dayalı mükemmel seksin arkasında saklanıysanız(sadce biriniz ikiniz içinde sürekli orgazm oluyorsa), her zaman orgazma ulaşmamak çok da önemli değil. Buna gerçek hayat deniyor ve bizler de makine değiliz. Ve neyse ki, sadece vermek de almak kadar zevk verir.
14. Eski sevgilileriniz sizin yatakta çok iyi olduğunuzu kabul ediyor
Bu ast testi: eğer eski erkek arkadaşlarınızla arkadaşsanız, her zaman konuşmayı “Ben nasıldım? Şimdi dürüst olabilirsin.” e getirebilirsiniz. Hala bazı şeyleri yutulabilir hap şekerliğine getirmek için şekerle kaplıyor olsak bile, eğer eski svgili performansınız hakkında övgüler yağdırıyorsa, büyük bir olasılıkla doğru söylüyordur. Eğer eski sevgililerinizden 3 tanesi cinsel olarak sizden çok iyi bahsediyorlarsa, kendinize süper seks uzamnı ünvenını verebilirsiniz. Eğer sürekli bir seks hareketi için övülüyorsanız bu daha da iyi. Artık tescillendiğinizi bilerek, inleten biri olarak kişisel saygınız için mucizeler yaratabilirsiniz, değil mi?

Gebelikten Korunmanın Yolları


Korunan Kadın Bilinçli Kadın sloganıyla yeni bir bilinçlendirme kampanyası başladı. Türkiye’de, her yıl 1,9 milyon gebelik gerçekleşmekte, bunların 550.000′i (%30) istenmeyen gebeliktir. 350.000 gebelik kürtajla sonuçlanıyor. 6000 çocuk sokakta yaşıyor. Her 5 çocuktan 1 tanesi okuma yazma öğrenemiyor. İlköğretim çağındaki 1.4 milyon çocuk, okula gidemiyor. Kimsesiz çocuk sayısı 800 bin civarında. Her yıl ortalama 500 bebek sokağa bırakılıyor. 4 milyonu aşkın çocuk küçük yaşlardan itibaren çalışmaya mecbur kalıyor. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nda toplam 14.398 çocuk barınıyor.
Türkiye’nin bu çarpıcı gerçeklerinden yola çıkarak Türkiye Aile Planlaması Derneği tarafından başlatılan kampanyanın amacı Türkiye’nin bu acı hikayeleri yaşamaması için aile planlamasının önemine dikkat çekmek, planlı olmayan gebelikleri azaltmak, modern doğum kontrol yöntemlerinin kullanımını arttırmak ve bu konuda halkı bilinçlendirmek.
“Korunan Kadın Bilinçli Kadın” reklam kampanyası ile ‘Hamileliğinizi Planlamadan Değil, İstediğiniz Zaman Yaşayın’ planlanmayan hamileliklerin yaşanmaması için ‘Yılda En Az Bir Kez Doktora Gidin’ mesajları verilirken, tüm yurtta bilinçlendirme seminerleri ve çeşitli etkinlikler düzenlenecek.
Türk kadını yanlış korunuyor
“Aile planlaması, ailelerin istedikleri zaman ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları demektir” diyen Türkiye Aile Planlaması Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu kampanya ile ilgili yaptığı açıklamada Türk kadınlarının yarısının yanlış korunduğunu belirtti. Türkiye Aile Planlaması Derneği tarafından Türkiye genelinde 26 ilde 2020 kadın üzerinde gerçekleştirilen “Aile Planlaması Bilinci-Doğum Kontrol Yöntemleri Kullanımı” araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de her iki kadından sadece biri doğru korunuyor, her beş kadından biri ise doğurganlık döneminde en az bir kez kürtaj yaptırmış. Jinekologa gitme sıklığı ise yılda bir. Araştırmaya göre, her yıl milyonlarca çocuğun dünyaya geldiği Türkiye’de kadınların yarısı doğum kontrol yöntemlerini kullanmıyor. Aile planlaması kadınların görevi olarak görülürken erkekler prezervatif yerine güvenli olmayan geri çekilme yöntemini tercih ediyor.
Halen geri çekilme, takvim yöntemi kullanılıyor
Ülkemizde modern yöntemler yerine, halen geri çekilme, takvim sayma gibi etkisiz ve riskli yöntemleri kullanan çiftler olduğunu belirten TAPD Genel Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, istenmeyen gebeliklerin en çok bu grupta yaşandığına dikkat çekti. Prof. Dr. Şatıroğlu “Geri çekilme yönteminin sadece yüzde 60-70 oranında koruyuculuğu var. Yani bu yöntemi kullanan her dört kadından biri istemese de gebe kalıyor. Düzenli cinsel yaşamı olan çiftlerin haftada ortalama dört kez birlikte olduklarını varsayarsak bu risk oranının hayli yüksek olduğu ortada. Takvim yöntemi ise, kadınların neredeyse yarısının düzenli adet görmemesi ve yumurtlama zamanının hep aynı zamana denk gelmemesi gibi riskler taşıyor. Bu nedenle takvim yöntemi kullananlar, çok sık hesap hatası yapabilmekte ve korunmaya gerek yok sandıkları bir günde istenmeyen gebelik ile karşılaşabilmektedir” dedi.
Türkiye’de Doğum Kontrol Hapları Kullanım oranı %9, Cezayir’de %44!…
Modern korunma yöntemlerinin risk oranlarının ise çok düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Şatıroğlu, “Doğum kontrol hapları düzenli kullanıldığında %99.8 oranında bir koruma sağlıyor. 1000’de 2’lik risk, genelde hap saatinin gecikmesi veya unutulması gibi kullanım hatalarından kaynaklanıyor. Spiral, rahim içi araçlar ve rahim içi sistemlerde ise, 5 ile 10 yıl boyunca yüzde 99.7 oranında koruma gerçekleşiyor. Ancak toplumda modern yöntemler ile ilgili maalesef önyargılar ve korkular var. Tekrar gebe kalamama korkusu ya da yan etkiler dolayısıyla bu yöntemlere ön yargı ile yaklaşılıyor. Örneğin haplar % 90 oranında bilinmesine rağmen, kullanım oranı sadece % 9. Bu oran az gelişmiş ülkelerden bile daha düşük. Örneğin İran’da doğum kontrol hapı kullanımı %21, Mısır’da %10, Cezayir’de ise %44.
Doğum kontrol ilaçları yanlış tanınıyor
Ülkemizde doğum kontrol haplarının kullanımının düşük olmasının en önemli nedeninin önyargılar, yetersiz ve yanlış bilgi olduğunu belirten Şatıroğlu, son araştırmalara göre Türk kadınlarının yüzde 51,8’inin ‘kilo aldırır’, yüzde 25,3’ünün ‘depresyon ve sinirlilik yapar’, yüzde 23,5’inin ‘tüylenme yapar’, yüzde 18’inin ise ‘hormonlar vücuduma zarar verir’ düşüncesiyle doğum kontrol haplarını kullanmaktan çekindiğini söyledi.
Bu önyargıların doğru olmadığını belirten Şatıroğlu “Doğum kontrol hapları adet öncesi dönemde su tutulumu şikayeti olan hastalarda tedavi edici amaçlı kullanılıyor. Yine tüylenme artışının tedavisinde en etkin ve yaygın olarak kullanılan doğum kontrol hapları adet kanamasının miktarını azaltır, dolayısıyla kansızlığı engeller. Adet ağrısını yüzde 80 civarı azaltırken bazı haplar adet öncesi gerginliği ortadan kaldırır. Doğum kontrol hapı bırakıldıktan sonraki ilk 3 ay içerisinde başka bir sorun yoksa gebelik oluşur. Özellikle 5 yıldan uzun süre düzenli hap kullanan kadınlarda kullanmayanlara nazaran rahim içi ve yumurtalık kanseri daha az görülmektedir.” diyerek halk arasında doğru bilinen yanlışlara dikkat çekti.

Hangi Doğum Kontrol Yöntemi Bana Uygun?


Doğum kontrol hapları, spiral, implant veya prezervatif; Size en uygun modern doğum kontrol yöntemleri..
DOĞUM KONTROL BANDI
Doğum kontrol bandı, kadınlık hormonları östrojen ve progesteron içeriyor. Yaklaşık 5 santim genişliğinde olan bant, kalça, kol ve karnın alt bölgesine yapıştırıldıktan sonra her iki hormonun kan dolaşımına karışmasını sağlıyor. Üç haftalık kullanımın ardından yönteme bir hafta ara vermek gerekiyor. Bu bant, yumurtlamayı önlüyor ve rahim ağzı salgısının yapısını değiştirerek spermin rahme ulaşmasını ve rahim iç zarının kalınlaşmasını engelleyerek etki ediyor. Böylece yumurta döllense bile rahim içinde tutunamıyor.
Kimler için uygun? Doğum kontrolünü geçici bir süre olarak düşünen, düzenli olarak bir doğum kontrol yöntemini kullanamayan kadınlar için ideal.
Kimler için sakıncalı? Doğum kontrol haplarını kullanması sakıncalı olanlara tavsiye edilmiyor. Ayrıca, ciltleri hassas olan kadınlara da, yöntemin alerjik reaksiyon oluşturma ihtimali nedeniyle önerilmiyor.
HORMONLU SPİRAL
Rahim içine yerleştirilen spiral, gövdesinde bulundurduğu bir hazneden her gün az miktarda progesteron hormonu salgılayarak etki ediyor. Hormonlu spiral takıldığı günden itibaren 5 yıl süre ile hamileliğe karşı koruma etkisini devam ettiriyor. Progesteron hormonu içeren spiralin en önemli avantajı ise adet kanamasının miktarını ve bu dönemde gelişen sancıları büyük ölçüde azaltması. Bu etki bazı kadınlarda adet kanamasının spiral kullanıldığı sürece tümüyle kesilmesine kadar gidebiliyor. Bakır içeren spiralin aksine, hormon içeren spiralde genital enfeksiyon oluşma riski de oldukça azalıyor.
Kimler için uygun? Uzun süre korunmak isteyen ve aşırı adet kanamasından şikayet eden kadınlar için oldukça ideal. Hormonlu spiral miyomlardan ötürü adet düzensizlikleri olan kadınlara da tavsiye ediliyor.
Kimler için sakıncalı? Progesteron hassasiyeti olanlar için sakıncalı.
KOMBİNE HAPLAR
Doğum kontrol hapları östrojen ve progesteron hormonları içeriyor. Pek çok kadın bu hapların kanser riskini artırdığı endişesini taşıyor. Oysa yapılan araştırmalar; tam aksine doğum kontrol kaplarının rahim zarı ve yumurtalık kanserinin ortaya çıkma riskini azalttığını ortaya koyuyor. Ayrıca meme kanseri riskini değiştirmiyor ve sağlıklı bir kadın kullanıyorsa kalp damar hastalıkları riskini artırmıyor. Bu hapların en korkulan yan etkisi ise kanın pıhtılaşma eğilimini artırmaları nedeniyle damar tıkanıklıklarına zemin hazırlamaları. Ancak bu yan etkiye de günümüzde kullanılan yeni nesil ilaçlar sayesinde artık çok ender rastlanıyor.
Kimler için uygun? Kısa süreli korunma isteyen ve sivilce sorunu olanlar için ideal.
Kimler için sakıncalı? Damar tıkanıklığı veya meme kanserine yakalanma riski yüksek olanlar, nedeni henüz belirlenmemiş adet dışı kanamalardan yakınanlar, kronik karaciğer hastaları ve 35 yaşın üzerinde olup sigara kullananlar için sakıncalı.

Esmerler Sarışınlardan Daha Seksi


Hepsi sarışınlar ilgi çekici ve seksi bulunmuştur. Fakat bilim adamları aslında esmerlerin daha seksi olduğunu kanıtladı!
Seks sembolü sarışınlara büyük darbe!
Nobel ödüllü bilim adamı James Watson esmer ve şişmanların cinsel gücünün daha fazla olduğunu açıkladı. Nobel Sağlık Ödülü’nü alan James Watson, insanın derisinin rengiyle cinsel gücü arasında bağ olduğunu bildirdi. Watson, koyu renkli kişilerin daha güçlü libidoya sahip olduklarını, bu yüzden de açık tenlilere oranla daha şehvetli olduklarını belirtti.
California’daki Berkeley Üniversitesi’nde konferans veren Watson, kuzey ülkelerinde yaşayanların gün ışığından daha az faydalandığı için mutsuz olduğunu ve daha çok alkol tükettiğini söyledi. Watson, Latin ülkelerinde yaşayanların ‘aşk insanı’ olma nedeninin de ten renkleriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Şişman olanlar daha şehvetli
Sıska manken Kate Moss’un fotoğrafını göstererek zayıf kadınların mutsuz olduğunu, şişman kadınların ise hem daha mutlu, hem de daha şehvetli olduklarını da söyleyen Watson, bazı meslektaşları tarafından “ırkçılıkla” suçlandı.
Watson’a göre, insana mutluluk hissini veren pom-C proteini. Bu protein; deri rengini belirleyen melanin, duyguları kontrol eden beta endorphin ve vücuttaki yağ metabolizmasını düzenleyen leptin hormonlarını da salgılıyor. Başta melanin olmak üzere bu Esmer tenliler sekste daha güçlü DNA yapısını keşfederek hormonlar güneş ışığıyla birlikte artıyor ve kişinin seks gücünü de artırıyor.

Sevişmek istememesinin nedenleri


Tüketici Raporları Ulusal Araştırma Merkezi (Consumer Reports National Research Center) tarafından yapılan ankette cinsel ilişkiyi reddetme sebepleri belirlendi. Ankete, 18 – 75 yaşındaki, boşanmış ya da partneriyle yaşayan, yüzde 52′si kadın olan 1000 yetişkin katıldı.
Katılımcıların yüzde 81′i geçen yıl seksten uzak kaldığını belirtti ve seks yapmama nedenlerini belirtti.
Seks yapmayı engelleyen en önemli 5 neden
1- Çok yorgun olma ya da uykuya ihtiyacı olma: Yüzde 53
2- Kendini iyi hissetmeme veya hasta olma: Yüzde 49
3- Keyfi yerinde olmama: Yüzde 40
4- Çocuklar ya da hayvanlar: Yüzde 30
5- İş: Yüzde 29
Ekonomik dalgalanmaların tek başına etkili olmadığını belirten uzmanlar, 2008 yılında yapılan bir ankete katılan 595 kişiden yüzde 78 ‘înin ekonomik sorunların seks yaşamlarını etkilemediğini belirtmişti.
Araştırmadan diğer çarpıcı sonuçlar..
Seksüel yaşamı aktif katılımcılardan yüzde 45′i planladıkları zamanda seks yaptıklarını belirterek, sadece yüzde 7′si takvim ya da PDA’larına seks programlarını not ettiklerini kaydetti.
Erkeklerin yüzde 56′sı, kadınların sadece yüzde 19′u her gün seksi düşündüğünü belirtti.
İnsanların sağlık sorunları yaşamaları seks yapmalarını engelleyebilir ancak onların daha az seks düşünmelerine neden olmuyor.
18 yaşından küçük çocukları olanlar ve onlarla yaşayanlar çocukları olmayanlardan daha çok seks yapıyor.